Dissosiye olmak, bireyin kendisini gerçeklikten, bedensel duyumlarından veya duygusal deneyimlerinden uzaklaşmış hissettiği bir durumdur. Bu, bir tür zihinsel kopuş veya ayrışma olarak tanımlanabilir.
Dissosiyasyon, stresli, travmatik ya da başa çıkılması zor durumlar karşısında bireyin zihninin kendini korumak amacıyla devreye soktuğu bir savunma mekanizması olarak işlev görebilir. Ancak “dissosiye olmak,” dissosiyasyonun belirli bir deneyim biçimidir ve kişinin bu durumda neler hissettiği, yaşadığı ya da farkında olduğu üzerine odaklanır.
Dissosiye Olma Deneyimi Nasıldır?
Dissosiye olmak, bireyin kendisini bir anda çevresinden kopmuş, duyusal algılarından uzaklaşmış veya bedeniyle ilişkisini kaybetmiş hissetmesi şeklinde kendini gösterebilir. Bu durumda kişi, sanki dış dünyaya ya da kendi bedenine uzaktan bakıyormuş gibi hissedebilir. Bu deneyim, zamansal ve mekânsal algının bozulmasına, kişinin bir tür “bulanıklık” veya “rüya hali” içinde olmasına neden olabilir.
Örneğin, aşırı stres altında kalan bir kişi, yaşadığı anın gerçek olmadığını, kendisini bir film izliyormuş gibi dışarıdan seyrettiğini hissedebilir. Birey, bu kopukluk hissi nedeniyle yaşadığı duygusal ya da bedensel deneyimlere yabancılaşır ve bu durum bir tür rahatlama sağlayabilir. Ancak bu durum, kişinin günlük yaşantısını etkileyen, işlevselliğini bozan bir hale de gelebilir.
Dissosiye Olmaya Sebep Olan Durumlar
Dissosiye olma, genellikle yoğun stres, travma veya duygusal açıdan aşırı zorlayıcı durumlar karşısında ortaya çıkar. Özellikle çocukluk döneminde maruz kalınan travmalar, bireylerin yetişkinlik döneminde bu tür kopukluk hissini daha sık yaşamalarına yol açabilir. Bununla birlikte, kaygı bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya borderline kişilik bozukluğu gibi ruhsal rahatsızlıklar da dissosiye olma deneyiminin daha sık yaşanmasına neden olabilir.
Beyin, travmatik bir anıyı yeniden yaşarken ya da yoğun stres altındayken, kendini korumak için bu kopma mekanizmasını devreye sokar. Bu durum, bireyin zihinsel olarak yaşadığı acıdan veya korkudan uzaklaşmasını sağlar. Ancak bu mekanizma, bireyin yaşantısına müdahale edici hale geldiğinde, psikoterapide ele alınması gerekebilir.
Dissosiye Olmanın Psikolojik ve Nörobiyolojik Temelleri
Dissosiye olma deneyimi, psikolojik bir savunma mekanizması olarak tanımlanmakla birlikte, nörobiyolojik açıdan da açıklanabilir. Beynin travma karşısında verdiği tepki, limbik sistemin (özellikle amigdalanın) ve prefrontal korteksin devreye girerek vücudu bir tehlikeden korumaya çalışması ile ilişkilidir. Bu durum, kişinin bilinç düzeyinde değişiklikler yaşamasına, gerçeklikle olan bağının zayıflamasına ve dissosiye olma durumuna neden olabilir.
Dissosiye Olma Durumuyla Baş Etme Yöntemleri
Dissosiye olma durumu, eğer kişinin hayatında sıklıkla tekrarlıyor ve işlevselliğini etkiliyorsa, psikoterapi desteği ile ele alınmalıdır. Bu süreçte, aşağıdaki terapi yaklaşımlarının etkili olduğu bilinmektedir:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, bireyin dissosiye olma deneyimini tetikleyen düşünce ve davranış kalıplarını keşfetmesine ve bu kalıpları değiştirmesine odaklanır. Terapi sürecinde, kişinin güvenli ve gerçekçi bir şekilde anılarını yeniden işlemesi amaçlanır.
- EMDR Terapisi: Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) terapisi, travmatik anıların beyinde yeniden işlenmesini sağlar. Bu terapi, dissosiye olma deneyiminin kaynağındaki travmatik olayları hedef alır ve bireyin bu deneyimlerle güvenli bir şekilde yüzleşmesine yardımcı olur.
- Şema Terapisi: Şema terapisi, kişinin dissosiye olma eğilimlerine neden olan geçmiş deneyimlerini ve bunların bugününü nasıl etkilediğini anlamasını sağlar. Bu terapi, bireyin kendisiyle ve çevresiyle olan bağını güçlendirmeye yönelik çalışır.
- Psikodinamik Terapi: Psikodinamik terapi, dissosiye olmanın bireyin bilinçdışındaki çatışmalarla nasıl ilişkili olduğunu araştırır. Terapi sürecinde, kişinin geçmiş yaşantılarındaki travmalar ve bu travmaların bilinçdışı etkileri üzerinde çalışılır.
Dissosiye olmak, bireyin yoğun stres ya da travma anlarında gerçeklikten geçici olarak kopma deneyimidir. Kişinin kendisini, yaşantısını ya da çevresini yabancı bir şekilde algılamasıyla karakterizedir. Bu durum, bazı anlarda bireyi rahatlatabilirken, sık yaşanması durumunda psikolojik desteğe ihtiyaç duyulabilir. Farklı terapi yaklaşımları, dissosiye olma deneyiminin nedenlerini anlamak ve bu deneyimle başa çıkmak için etkili yöntemler sunar.
Dissosiye olma deneyimi, bireyin zihinsel sağlığı ve işlevselliği üzerinde derin etkiler bırakabileceği için, uzman bir psikoterapistin rehberliğinde ele alınması önerilir.
Referanslar
Spiegel, D., & Cardeña, E. (1991). Disintegrated experience: The dissociative disorders revisited. Journal of Abnormal Psychology, 100(3), 366-378.
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.). Washington, DC: American Psychiatric Publishing.
Courtois, C. A., & Ford, J. D. (Eds.). (2009). Treating complex traumatic stress disorders: An evidence-based guide. Guilford Press.
Frewen, P. A., & Lanius, R. A. (2015). Neurobiology of dissociation: Unity and disunity in mind–brain interactions. Behavioral Sciences, 5(4), 548-593.
Holmes, E. A., Brown, R. J., Mansell, W., Fearon, R. P., Hunter, E. C., Frasquilho, F., & Oakley, D. A. (2005). Are there two qualitatively distinct forms of dissociation? A review and some clinical implications. Clinical Psychology Review, 25(1), 1-23.
International Society for the Study of Trauma and Dissociation (ISSTD). (2011). Guidelines for treating dissociative identity disorder in adults, third revision. Journal of Trauma & Dissociation, 12(2), 115-187.
Lanius, R. A., Vermetten, E., & Pain, C. (Eds.). (2010). The impact of early life trauma on health and disease: The hidden epidemic. Cambridge University Press.
Van der Hart, O., Nijenhuis, E. R., & Steele, K. (2006). The Haunted Self: Structural Dissociation and the Treatment of Chronic Traumatization. W.W. Norton & Company.